Bu adalet denilen şeyin hukuk normu olmaktan çıkıp kişisel tercihe göre Baş Başbakanlar tarafından dağıtılabilmesi konusunda ve Başkanlık sistemi üzerine yapılan geyik muhabbeti tadındaki söylemler üzerine yazmak içimden gelmiyordu. Ancak dün akşam yine Sayın Ahmet Hakan'ın Tarafsız Bölge programını seyretmeye başlayınca aklıma gizli ajandalar geldi, yazmamış olmamak için yazayım dedim. Program konukları içerisinde saygın Kürt kökenli yazar ve siyasetçi olan sayın Kemal Burkay vardı.
Sayın Burkay'ın anlatımı, tecrübesiyle birlikte değerlendirildiğinde demokrasi, eşitlik, adalet vb. noktaların yanında bir gizli ajandayı da ortaya koyuyor. Çünkü gizli ajandayı çok dikkatli açıkladı. Nedir o gizli ajanda?
''Kuzey Kürdistan''
Nerede bu kuzey kürdistan? Cevap basit Türkiyenin Güney doğusunda nereden çıkarıyoruz bunu şuradan; sayın Burkay 2 kürdistandan bahsetti bunlardan biri ''Güney Kürdistan'' ki burası kuzey Irak'a tekabül ediyor. Diğeri ise ''Batı Kürdistan'' ki burası da kuzey Suriye de. Şimdi coğrafya bilen herkes bilir ki güney yönünü önünüze alırsanız sağ taraf doğu sol taraf batı güneyin önü de kuzey dir. Sağ tarafta ne olabilir sizce? Bildiğiniz gibi İran Kürdistanı.
Peki doğusu var, Güneyi var, Batısı oldu olacak, peki ya kuzeyi? Aha işte orası da Büyük kürdistan hayali nin Türkiye parçası. İşte gizli ajandanın birisi budur, ve Kemal Burkay bunu '' Bir kedim bile yok anlıyor musun?''
tanında Sezen Aksu kıvamında herkese damardan verdi.
PYD Cenevrede masaya oturmayacakmış. Buna sayın Hakan da inanıyormuş gibi söylüyor ya bende ona şaşırıyorum. Anlayalım artık bu iş onlarsız olmaz. Bu bölümü geçelim. Ancak bilelim ki bu PYD nin Cenevre meselesi bizim iç politikada hükümetin halkı nasıl kandıracağının ayak oyunlarıdır. Yerseniz, ''Aha gördünüz mü? Türkiye bir konuştu, PYD masada yok.''
Hadi buyrun yiyen yesin. İşte gizli ajandalardan 2. si de bu yutturmacadır.
Ancak programda aklı başında kişilerden birisi olarak bulunan eski Büyükelçi benim gibi 11 Mart doğumlu bir Balık olan Sayın Uluç Özülker PYD nin bir şekilde üstü örtülü olarak Cenevrede bulunacağından bahsetti. Tabii bu bilgiçliği diplomatlığına dayandırabileceğimiz gibi rahmetli babası Bahattin bey den gen yoluyla geçen MİT çiliğine de bağlayabiliriz.
Dış politikada güçlü bir Türkiye profili çizemiyoruz. Ancak ''şöyle güçlü Türkiye, böyle güçlü Türkiye'' falan diyerek iç politikada bunu şark kurnazlığıyla güzel satıyoruz galiba. Sayın Hakan tabii ki bunları yemiyor ancak o da son seçimlerdeki durumdan sonra ne yapacağını bilemiyor haklı olarak. Bugünkü yazısında PYD hakkında 2 soru sormuş anlayan için ve tadında bırakmış . Ne yapsın sayın Hakan, nasılsa halkımızın (pardon Muhtarların mı demek lazımdı) büyük çoğunluğu o sorularla ilgilenmez.

adaletli yargıç