Son zamanlarda , küçük çocuklarla ilgili istismar, kaçırılma, öldürülme haberleri, gündemi işgal etmeye başladı.. Yeni bir durum değil, zaman zaman bu içerikli haberler ortaya çıkıyor, kısa sürede gündemden çıkıyor, ama , artık, saklanamayacak bir gerçek olarak toplumsal vicdanı örseliyor..
Bahçeli, vahşice öldürülen Eylül'ün ardından, Twitter hesabından , "..... Eylül'ün hesabını nasıl vereceğiz ..." paylaşımında bulundu, Hükümetin fiili ortağı olarak, samimi bir özeleştiriye karşılık gelir mi bilinmez ama, durumun vahametini açıklıyor..
Ağrıda kaçırılan, 3.5 yaşındaki Leyladan da haber yok.
Hergün, sınır ötesinde, dağlardaki inlerinde bulunup etkisiz hale getirilen terörist sayıları yayınlanıyor.. şehirlerin ortasında, kaçırılan çocuklar bulunamıyor..bulundukları zamanda, iş işten geçmiş oluyor..
Devlet yetkilileri, her çocuk istismarında, kimyasal hadımdan, idam cezasını geri getirmeye kadar çareleri dillendiriyorlar da, ortada sadre şifa bir çare yok....
İçişleri Bakanı, şehit cenazelerine katılımlar konusunda yasaklar koyuyor, çocukların sapıklardan korunması için hangi tedbirlerin alındığı/ alınacağı konusunda , kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklamada bulunmuyor..
Kripto bir cemaatin, devlete sızmış , elemanları amansız takiplerde yakalanıyor, içeri atılıyor, sokaklarda , küçücük sabiler ,ağzından salyalar akarak gezen sapıklardan korunamıyor..
Her güne bir kadın cinayeti düşüyor.
Kadınlarımızı ve çocuklarımızı, koruyamayacaksak, bu kadar tantananın kıymet-i harbiyesi ne..!!
Devlet büyükleri, kendilerini neredyse küçük çapta ordularla koruyorlar, korusunlar ama, küçücük çocuklar, kadınlar kendilerini koruyamazlar...
Devlet gücünü kullananlar, son yıllardaki, çocuk istismarlarının bir envanterini çıkarıp, yayınlamak ve gerekli tedbirleri açıklamak zorundalar..
lafla çocuk istismarlarının önüne geçmek mümkün değil...
Eylül'ü , Leylay'ı koruyamayacaksak, Afrinden girip Membiçten çıkmanın kıvancı nasıl yaşanır..

Muammer Terazi