Cumhurbaşkanı , Meral Akşener hakkında, "Denizli mitinginde sarfettiği sözleri nedeniyle , "cumhurbaşkanına hakaret"'ten suç duyurusunda bulunmuş..
Tek kişilik yürütmenin başı ve parti genel başkanı kimliği uhdesinde olmak üzere siyaset meydanlarında esip gürleyen sayın Cumhurbaşkanı, kaçınılmaz olarak "kamusal ve siyasi kimlik" çelişkisi içinde kalıyor..
Cumhurbaşkanı, yönetsel etik bakımından ülkenin birlik ve bütünlüğünü şahsında temsil etmek sorumluluk ve zorunluluğunda...
Devletin başı sıfatıyla "beka"'yı korumak ve kollamak görevi , yeni sistemde öncelikle Cumhurbaşkanının omuzlarında bulunuyor....
Cumhurbaşkanlığı forsu ile siyaset meydanlarına çıktığınız zaman, birlik ve dirlik bakımından farklı tonlarda seslerin de muhatabı olmak gerçeği ortaya çıkar..
Siyaset meydanlarında,siyasi kimlik geçerli olduğu için "milletin kantarı" devreye girer,, ve Cumhurbaşkanlığı makamının hassas terazisi devre dışı kalır...
Nasıl kavgada yumruk sayılmazsa, iktidar mücadelesinde de "söz"'ün nezaketi, cumhurbaşkanlığı forsundan kerteriz almaz..
Meydanlarda , millete konuşan siyasetçiler arasında makam farkı ve ayrıcalığı yoktur..
Siyaset üslubu, tabiatı gereği "resmi saygı" kaygısı taşımaz..
Cumhurbaşkanın, milletin karşısına ak parti gömleği ile çıkması gerekir..
Muhalefete "zillet ittifakı" derken siyasetçi şapkası, karşıdan gelen cevabı karşılarken cumhurbaşkanlığı forsu, kalkan olarak kullanılamaz..
Hakaret unsurlarını tesbit etmek yargının görevidir, ama, "hakaret" meselesi" Cumhurbaşkanı kimliği ile ilgili olmayıp sayın Erdoğanın siyasetçi kimliği ile ilgilidir..

Gülay Hancı