Cumhurbaşkanı, Fetö konusunda , iyi niyetle destek oldum,yanıldım, geciktim, rabbimden ve milletimden özür dilerim" mealinde, konuşmuş, özeleştiride cesaret göstermiş, lafı eğip bükmemiş.. siyaset jargonunda, kendine özel bir tarzın gereğine göre konuşuyor, davranıyor, batılılar da , önceleri zorlanmış olsalar bile, artık kabullendiler, tetikte duruyorlar, italyan televizyonuna verdiği mülakattta, konuyu istediği yere getirdi ve oğluna soruşturma açmak suretiyle kendisine yazılan mektubu ," mafya " üzerinden yaptığı göndermeyle iade etti.. Vatikan'ı da, kara para hareketlerine dahil edebilirdi, yapmadı..
Cumhurbaşkanı'nın, beyanı, yargılama süreçlerini, etkileme potansiyeli taşıyor.. (Ergenekon davalarına "savcı" desteği verimekten başı ağrımıştı)..
Bir sürü kurum, kişi bu harekekete mali destek verdi, devlete vergi verirken hazan yaprağı gibi titreyenler, "hizmet" yaftası altında, ne olduğu belirsiz bu yapıyı, fütursuzca,paraya, mala boğdular..şimdilerde gazete ilanlarnda kandırıldık feryatlarıyla , şefaat arıyorlar..
Hangi nedenle olursa olsun, destk verenlerin sorgulanacakları anlaşılıyor....
Kendilerini sıyırmak isterken, "Cumhurbaşkanımız da yanıldığını itiraf etti, biz de yanılmışız..!!" savunmasına geçerlerse, "yargılama süreci etkilenebilir", ihtimali, ciddiyet kazanıyor..
Sonuçta, bir sürü üst düzey siyasetçi de, kamuoyunun önünde, yıllarca , "hizmet"e methiyeler düzdüler..Cezai sorumluluk bakımından, işadamları ile "siyaset alanı, kamu hizmet alanı" arasında fark yok.... Kamuoyunun beklentisi açıktır..Yargılama süreçleri, Silivri yargılamalarına benzemesin..Adalet yerini bulsun, devlet ve toplum bünyesine sirayet eden cerahat temizlensin...

Hülusi Danacı