Balyoz davasında mahkum olanlar, yurt dışında bir mahkemede yargılanma talebini dile getirmişler.
(26) bilirkişi raporuna kararda yer verilmediği,bir numaralı delil olan hard disk üzerinde oynandğının, düzmece bir delil olduğunun ortaya çıknmasından ve Türkiyede yargı yeni HSYK düzenlemeleri ile tamamen yürütmenin emrine girdiği için, içerden bir ümitleri kalmamış. sonuç olarak balyoz yargılamalarının da itibarı kalmadı.. Dava uluslararası kamuoyunun da ilgisini çekiyor, Amerikada bir üniversitede(Yale), ki, en prestijli olanlarından biridir, tez konusu olmuş..
Bugünlerde, seçim "lolli pop"u olarak, iktidar, demokratikleşme paketlerinden birini daha servise hazırlıyor, Silivri yargılamalarında hukuk rezaletleri ayyuka çıkınca, Genelkurmay başkanlarını ve kuvvet komutanlarının Anayasa Mahkemesinde yargılanmaları ile ilgili değişiklik gündeme geldi.. bu torba düzenlemede esas tuzak gözden kaçırıldı,Genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanları ile ilgili her türlü izin ve görev süresi uzatma konusundaki yetkileri başbakana ve jandarma genel komutanı bakımından da içişleri bakanına verildi. Bu düzenleme ile, genelkurmay artık, tamamıyla başbakanın vesayeti altında görev yapacak,Bu yetkinin, liyakat esası yerine tarikat/mezhep esasını gözeterek kullanılacağında tereddüt yok.Başbakan, mit'i nasıl özel kalemi gibi kullanıyorsa, genelkurmayı da, zabıta amirliği gibi kullanma imkanı elde etmiş oluyor..Balyoz yargılamaları mağdurlarının da yurt dışında yargılanma taleplerinin bir karşılığı yok,sonuç alma ihtimali zayıf ama, onlar da başbakanın oğlu gibi, kendilerini yargılayanlar hakkında suç duyurusunda bulunup, tazminat davası açabilirler..

Süheyla Narcı