Cumhurbaşkanlığı seçimi krizinde, toplantı zorunlu/yeter sayısının 367 olduğunu ileri sürenler ve bu doğrultuda karar veren Anayasa Mahkemesi, sonunda , Türkiyeyi , sistem, rejim, değişikliğine -her ne denirse densin-, götürürebilir bir noktaya getirdi.

Anayasa Mahkemesi, el atmaması gereken bir konuyu esastan inceledi ve Türkiye'nin anayasal düzeninin aksını değiştirebilecek bir pervasızlık gösterdi.
Cumhurbaşkanı seçimi, Mahkemenin denetleyeceği konular arasında olmamasına rağmen," parlamento kararları, (içtüzük, dokunulmazlığın kaldırılması, üyeliğin düşmesi) dışında denetlenemez. Anayasa m. 148. Parlamento iradesine müdahale edildi...

Toplantı yeter sayısı ile karar/seçim yeter sayısı arasındaki fark, zorlama yorumlarla görmezden gelindi ve karar/seçim yeter sayısı olan 367, toplantı yeter sayısı olarak, hükme bağlanıp; ucube bir anayasa yorumu olarak anayasacılık tarihindeki yerini aldı.

Mesele, bir bilimsel makalede tez olarak ele alınsaydı sorun olmayacaktı. Ama, gündemdeki değişiklik teklifinin içeriği, 367 allamelerinin ve Anayasa Mahkemesinin müdahalesinin maliyetini gösteriyor.

Güzel ve mahzun ülkemiz, ya, yargı gaspçısı yapıların tasallutunda kalıyor ya da siyasi ihtiraslarını hukuk vicdanlarının önüne koyan kifayetsizlerin örselemelerine maruz kalıyor.

Hukukumuzu bu sarkaçtan kurtarmadıkça, toplumsal barışı tesis etmek mümkün görülmüyor.





Gülen Açangül