booked.net
 
 

 

Damat

  Akıl tutulması




Ekrem Dumanlı
27.02.2012
E-Posta

Zor zamanlar vardır; tezcanlılarla soğukkanlıları birbirinden ayırır. Çetin sınavlar vardır; çilekeş insanlarla dertsiz-gamsızları birbirinden ayrıştırır. Fitneler vardır; dimdik sıradağlar gibi duranlarla her rüzgâr karşısında eğilip bükülenlerin çaplarını ortaya çıkarır...

Son haftalardaki tartışmaları, bir de bu açıdan değerlendirmek lazım. Büyük resmi unutmak, ilk yanlışı ifa etmek anlamına gelir. Tartışmalar üzerinden toz duman tam kalkmış değil; ancak meselenin ilk andaki bulanık görüntüleri geride kalıyor. Olayın aslını faslını belki ilerleyen tarihlerde daha net görebileceğiz; ancak bu aşamada bile sorulması gereken bazı somut sorular var. Sanırım konuya, o sorular yöneltilip de bakıldığında nasıl bir akıl tutulması yaşandığı daha net anlaşılır.
En temel sorun şu: "Cemaat", AK Parti'nin ya da Sayın Başbakan'ın kötülüğünü ister mi? Başka bir deyişle; Başbakan'a ya da AK Parti'ye bir zarar geldiğinde "cemaat"e bir yarar gelir mi?
Bu temel sorunun cevabı gayet açık: Ne Başbakan Erdoğan'a zarar gelmesi ne de AK Parti'nin yıpranması "cemaat"e bir fayda sağlamaz. Çünkü camia, hayatın gerçekliği içinde AK Parti ile aynı zeminde duruyor. Bu zemini şöyle tarif etmek mümkün: Türkiye'nin demokratikleşmesi, her türlü vesayetin sona erdirilmesi gibi idealler tabii ve demokratik bir ittifaka yol açtı. Bu ittifak sadece parti ve camiadan da ibaret değildir; çok daha geniş bir zeminde, çok farklı zümrelerden insanlar ortak hareket etme lüzumunu hissetmiştir. Bu atmosfer Türkiye'ye çağ atlatmış, elli senede yapılamayacak işler on seneye sıkışmıştır.
"Cemaat"in 12 Eylül referandumuna verdiği çok büyük destek bu kadar açık ve net iken neden Türkiye'yi yolundan döndürmek isteyenlere yarayacak bir çekişme yaşansın? Ya da daha 6 ay önce gerçekleşen seçimde "Yeni anayasa" idealini paylaştığı AK Parti'ye can u gönülden destek veren ve hiçbir beklentiye girmeksizin fedakârca çalışan insanlar şimdi neden aynı partiye düşman kesilsin? Ortada daha demokratik hedeflere yürüyen bir siyasi parti oluşumu olmadığına, Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda Tayyip Erdoğan'dan daha cesur bir lider çıkmadığına göre niçin insanlar daha birkaç ay önce canla başla desteklediği AK Parti'ye sırtını dönsün; hatta onun kötülüğünü istesin?
Ne yazık ki ağzından çıkanı kulağı duymayanlar "Cemaat-AK Parti kavgası" deyip bu akıl dışı senaryoları işleyip durdu. Bir akıl tutulması yaşandığı kesin. Her alanda ve her kesimi kapsayan bir akıl tutulması. Bu basiret bağlanması yanında yeni bir gerçek de su yüzüne çıktı: Öteden beri hazımsızlık yaşayan; hatta belli bir oranda öfke ve nefret besleyen kişilerin varlığı ile karşı karşıya gelindi. Müthiş bir "cemaat" düşmanlığı yapıldı; üstelik bu bazen maalesef camiaya yakın kişiler tarafından yapıldı. Çilesiz, ıstırapsız insanlar zannediyorlar ki bu ülke bugünkü haline bir çırpıda geliverdi. Oysa durum çok farklı.
Türkiye'nin daha yaşanır bir ülke haline gelmesi için her kesimden insan kristal bir vazo taşıdığının farkında olmalı. O vazonun içinde bu ülkenin, bu bölgenin hatta beşeriyetin huzurunu öngören bir reçete bulunmaktadır. Her kesimden insan bu vazonun bir ucundan tutuyor. Tutması da gerekiyor. Ne var ki etrafta elinde çekiçle gezen, balyozla dolaşan çok insan var.
Türkiye sevdalısı insanların, balyozcu çilesizlere müsaade etmemesi şart. Çünkü "Yeni Türkiye"nin oluşması onlarca yıldır sürdürülen çok büyük bir mücadelenin sonucudur. İçinde alın teri var, gözyaşı var... Ömründe bir ......

Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1030
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.


Bu köşenin ters köşe yazıları;


  Türkiyenin yeni hali.


Hanzade Kalpgözü
Akıl tutulması başlıklı bölüm;tarihe not düşüyor,kendilerinin bağımsız bir camia değil,AKP'nin camia kolu olarak görev yaptıklarını itiraf ediyor. Demokratikleşme,ortak değerlerle aynı zeminde durma işin makyajı iktidar paylaşılıyordu,maskeler düştü makyaj artık akıyor,Kristal vazo metaforu ile bütün beşeriyetin huzuru için bir reçete iddiasında bulunmak,bu arkadaş aklı hakikaten tutulmadı ise, nerdeyse şirk koşmak sayılır,bütün beşeriyete reçete yazmak bu arkadaşlara mı kalmış,vazo kırıldı ve içinden hangi siyasi malzemelerin döküldüğü görüldü. Iktidar ortaklıklarının sürmesi için bütün beşeriyeti mi alet edecekler,nasıl bir cüret bu,İbret Almak başlıklı ikinci bölümde yapılan benzetmeleri ve o benzetilen hakiki müminleri de kendi siyasetlerine alet etmeye çalıştıklarına göre ,durum ciddi,Başbakan iktidarını paylaşmaya devam ederse kendi siyasi gücünü zedeler,
Birand'ın 28 şubat belgeseli, tam da güzel bir zamanda yayınlanıp,temcit pilavı olarak servis ediliyor,camia açısından ,beyin yıkama faaliyeti olarak yararlı da bizim taraflarda gına geldi.....


Sayın Okuyucumuz,

Yukarıdaki köşe yazısına veya ters köşe yazısına karşı yazacağınız ters köşe yazısı yazı kurulunun onayına sunulacaktır. Köşe yazılarında; küfür, hakaret ve basın yayın ilkelerine muhalefet etmeyen, adaba uygun ve yayınlamaya değer bulduğumuz fikirleri yayınlayabiliriz.

İsim / Rumuz :

Resminiz :

Avatar (Resim yüklemek istemiyorsanız yandaki avatarlardan birini seçebilirsiniz.) :

Konu :

Ters Köşe Yazınız :

Köşe yazısı için resim :

Metni Yazın Duyduğunuzu Yazın Yeniden Yükle Sesli Sorgu Al; Görsel Sorgu Al Yardım




Bu köşenin diğer yazıları;



* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır.
AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.