booked.net
 
 

 

Damat

  Ne gereği vardı?




Ekrem Dumanlı
24.09.2012
E-Posta

Ergenekon Davası'nda da darbe iddialarıyla ilgili tanık sıfatıyla ifade veren eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, mahkemenin verdiği cezaları şöyle değerlendiriyor: "Ceza almaları beni derinden üzüyor.

Aileleri acı çekiyor, kendileri çekiyor. Bunlar keşke olmasaydı diye düşünüyoruz, ne yapalım bunlar yaşandı." Ve son noktayı koyuyor Özkök Paşa: "Umarım iyi dersler çıkartılır, memleketimizin hayrına dersler çıkartılır."
Gerçekten de öyle! Türk Silahlı Kuvvetleri'nde vaktiyle görev yapan insanların 'darbe teşebbüsü' suçundan ağır cezalara çarptırılmasını üzüntüyle izledik. Ve aynen eski Genelkurmay Başkanı gibi düşündük: Keşke böyle şeyler hiç yaşanmasaydı! Yani, keşke ordu içinde birileri yetki ve sorumluluklarını aşarak illegal işlerle uğraşmasaydı da, bu manzara ile karşı karşıya kalınmasaydı.
Ne gereği vardı Allah aşkına! "Türk subayı olmak" insana yeterince bir övünç vermiyor muydu zaten? O güzel üniformayı giymenin onuru varken ve o gururu aslî işini ifa etmeye harcamak bir faziletken neden siyasete bulaşılır ki? Oysa daha çocuk denecek yaşta asker ocağına teslim olanların görevi, ülkeyi düşmanlarına karşı korumaktır; halkı dövmek, halkın siyasi tercihlerine müdahale etmek değil!
Ne var ki bizde komitacılık ve cuntacılık çok eskilere dayanan hastalıklı bir ruh halidir. İmparatorluğumuzun çökme nedenlerinden biri de o mariz cuntacılık damarıdır. Cumhuriyetten sonra da o illetten kurtulamadık maalesef. 1960'ta darbe yapanlar Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı, hatta Genelkurmay Başkanı'nı tekme tokat makamlarından alaşağı etti. Başbakan ve bakanlarını idam eden albaylar cuntasının kuklaları, milletvekillerini sürgüne gönderdi. Onca kan ve gözyaşına rağmen darbe çözüm oldu mu? Hayır.
27 Mayıs darbesinden iki sene sonra bir darbe teşebbüsü daha gerçekleşti. O darbe başarılı olamadı. Ne var ki, cuntanın elebaşı Kurmay Albay Talat Aydemir, özel bir afla serbest bırakıldı. Aynı cuntacı ekip 1963'te "Anayasa'da öngörülen reformlar yerine getirilmedi" diyerek bir kez daha darbe teşebbüsünde bulundu. 1 Ekim 1963'te Askeri Yargıtay, cuntacılık ve darbecilik suçundan Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan'ın idam kararını onadı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Fevzi Bingöl ve Osman Deniz'i idamdan kurtarırken, Aydemir ve Gürcan'ın infazına 'evet' dedi. İsmet İnönü'nün ağırlığını koymasıyla verilen idam kararına 'evet' diyenler arasında dönemin CHP milletvekillerinden Bülent Ecevit de vardı. Cuntacılık faaliyetlerinden ordu bunalmıştı ve yeniden emir komuta zincirinin oluşmasını istiyordu. Meclis de darbeciliğin artık son bulmasını istiyordu. Olmadı!
O idamlara rağmen maalesef darbeci damar kurutulamadı. 1971'de muhtıra verildi. 1980'de 'hiyerarşiye uygun' darbe yapıldı. Başbakan ve siyasi liderler tutuklandı, partiler kapatıldı, demokrasi ve insan hakları askıya alındı. 650 bin insan gözaltına alındı, 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi, 300'den fazla kişi şüpheli şekilde hayatını kaybetti, 50 genç idam edildi.
Halk bütün darbelere sandıkta ağır ceza kesti. Darbeciler hangi partiyi desteklediyse vatandaş gitti, diğerine oy verdi. Ama cuntacılar, yaşananlardan hiç mi hiç ders çıkarmadı. 28 Şubat 1997'de 'post modern darbe' yaparak hükümeti istifaya sürüklediler. Halk bunun da hesabını sandıkta sordu ve 2002'de AK Parti'yi iktidara taşıdı. Ne var ki bazı askerler bu mesajı da anlamadı, darbe planlarının ardı arkası kesilmedi. En sonunda 27 Nisan 2007'de hükümete resmen e-muhtıra verildi. Oysa vatandaşın mesajı açıktı: Halk ordusunu sevdiği halde, Yeniçeri'den beri süregiden acı tecrübeleri hatırlıyor ve askerin siyasete müdahale etmesini istemiyordu. Haklıydı da! Askerin elindeki silah ona emaneten verilmişti ve ancak düşmana karşı kullanıldığında meşru sayılabilirdi.
Balyoz darbe planı, tüyler ürperten ......

Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1030
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.


Sayın Okuyucumuz,

Yukarıdaki köşe yazısına veya ters köşe yazısına karşı yazacağınız ters köşe yazısı yazı kurulunun onayına sunulacaktır. Köşe yazılarında; küfür, hakaret ve basın yayın ilkelerine muhalefet etmeyen, adaba uygun ve yayınlamaya değer bulduğumuz fikirleri yayınlayabiliriz.

İsim / Rumuz :

Resminiz :

Avatar (Resim yüklemek istemiyorsanız yandaki avatarlardan birini seçebilirsiniz.) :

Konu :

Ters Köşe Yazınız :

Köşe yazısı için resim :

Metni Yazın Duyduğunuzu Yazın Yeniden Yükle Sesli Sorgu Al; Görsel Sorgu Al Yardım




Bu köşenin diğer yazıları;



* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır.
AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.