Seçimlerin üzerinden -bayramı da katarsak- yaklaşık iki ay geçmiş oluyor..
Millet ittifakını " en son çare" olarak görenler bakımından , sıradan bir seçim sonucu değil, abartılı olsa da, yaygın algı; " cehennemin kapılarının sonuna kadar açılması demek..!!
Fakat o ne , ittifak ortakları seçim gecesinden sonra aniden ortadan kayboldular , sayın ki rufailere karıştılar..!!
Bir tek İstanbul Belediye Başkanı , ertesi gün hemen pozisyon aldı, zımnen, partinin "kayyum " olarak kendisine devrini - gerektirecek ihsaslarda bulunmaya başladı..!!
Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra, o zamanki adayın sırra kadem basmasının, bu seçim sonucunda Kılıçdaroğlu şahsında yeni bir örneği ortaya çıktı..
Kılıçdaroğlunun (ve de diğerlerinin ) gün ışığına çıkması zaman aldı..
Kılıçdaroğlu, demokrat bir dede olarak milyonları peşine taktı , fakat, bir kötü alışkanlığı var, Chp seçmenini kendi marabası zannediyor..
"Ekmeleddin Vaka"'sında da , "itiraz beyan eden partililer için, "tıpış tıpış" sandığa gidecek ve oy verecekler " demişti..!!
Bu sefer de, chp seçmeninin hassasiyetine, -yüz görümlülüğü isteyen yeni gelin kaprisi- muamelesi yaptı ve en radikal, Cumhuriyet karşıtlarını en olmadık yerlerden listelerin imtiyazlı yerlerine koydu..
Özellikle Chp seçmeni, büyük çoğunluklar, bağrına taş bastı ve oylarını "tıpış tıpış değil "dörtnala koşarak verdi...
Bütün bunları teferruat olarak görmek de mümkün, sonuçta, "atı alan Üsküdara geçti" veya adam kazandı ..!!
Seçimin önemli bir sonucu da , Chp ve ittifak ortaklarının , anayasaya aykırı bir seçime -fiilen de olsa- meşruiyet kazandırmak oldu..
Tıpkı, 16 Nisan referandumunun hileli sonuçlarını , Cumhuriyetin kurucu partisi olarak -bol keseden- sineye çekmek gibi..!!
Anayasaya aykırılık iddiaları ayyuka çıkmışken, bu sefer, Kılıçdaroğlu ve masası, "tıpış tıpış" seçime gitti, nezaketen, alçak perdeden dahi olsa bir itiraz beyan etmedi, karnından konuştu...
Erdoğan'ı üzmemek/mağdur etmemek konusunda gösterdikleri hassasiyeti, muhtemelen, rahmetli ebeveynleri dahi göstermemiştirler..
Bugün artık, başka bir evreye gelinmiş bulunuluyor.. Seçmeni nezdinde dahi, chp'nin de kredisi tükendi.
Kılçdaroğlu ve parti yönetimi, yaptıkları saçma sapan tartışmalarlarla neyi üleşmenin kavgasını yapıyorlar, hangi mirası paylaşmaya çalışıyorlar belirsiz, soyut bir değişim retoriği ile milletin gazını almak ham hayal,,
Bu haller, Cumhuriyetin son atımlık barutlarını da- havai fişek niyetiyle- harcayacaklar şüphesini güçlendiriyor..
Sonuçta toplumsal muhalefet, kendine bir yol bulacaktır.. Chp'ni yönetenler, bu saatten sonra , vazgeçilmez oldukları hayali ile sadece kendilerini aldatırlar...
Sayıyla kendine gelme zamanıdır..


Sevim Çalışkan