Chp "değişim" sloganı altında büyük promosyonlara girişti, seçim yolu ile genel başkanını tasfiye etti...
"Değişim" sihirli bir kelime gibi gözükür ama muhtevası derindir , herkes bu sularda yüzemez , yüzebilse bile istikametini belirleyemez..
Ne yazık ki, Türkiyenin bu kritik siyasi dalgalanmasında , Chp yeni yönetimi bırakın değişimin öncülüğünü yapmayı, patolojik hizipçilik üzerinden kürek çekmeye çalışıyor...
Normal şartlarda , Genel başkan olarak, Özgür Özel , yaşına göre önemli sayılabilecek bir zaman dilimini kapsayan siyasal tecrübeye sahip olmasına rağmen,
"acemi kaptan"görüntüleri veriyor..
Aday belirleme süreci, Manas Destanı( Dünyanın en uzun destanı) gibi uzattıkça uzatıldı , en hasbi Chp liler bile , "ne oluyor kazanmadıkları seçim sonuçlarını peşin olarak eşe dosta peşkeş çekme kavgası mı yapılıyor ??!!" endişesi içine düştü.
Açıklanan ve bir türlü açıklanamayan seçim mahallerine bakılınca şüpheler arttıyor..
Kılıçdaoğlu , Chp seçmenine en büyük hakareti, kerameti İslam konferansından mülhem' bir "ulema" mukallitini aday yaptığı zaman, yapılan itirazlara "tıpış tıpış oy verecekler" cevabı vererek yapmıştı..
Chp , Cumhuriyetin kurucu partisidir ve Cumhuriyetten sorumludur, dönemsel yönetimlerin bu gerçeği kavrayamamış olmaları, onların ferasetine işaret eder, Chp'nin misyonu ile alakası yoktur..
Bu kadar kritik bir süreçte , kendi seçmenini bile bu duruma düşürmek , bu siyaset tarzının geleceği üzerinde ciddi kuşkular doğuruyor..
Sonuç olarak; Devlet haline gelmiş ve özellikle İstanbul seçimi üzerinden gözünü karartmış bir siyasi zihniyetle mücadele Ekrem İmamoğlu'na kalmış gözüküyor..
Bir de, uyanık bekçiliklerine emanet edilmiş Cumhuriyetçilere..



Sevim Çalışkan