
Bu "iddianame" suç örgütü ile siyasi partiyi aynı kefeye koyuyor..!! - 13/11/2025 |
|||||||||
|
Tweetle |
|||||||||
Aylardır, "Hacı bekler gibi" beklenen İddianame açıklandı..
İddianame sadece, itham ettiği kişileri kapsamıyor, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan ihbar ile CHP'ni de iddianame konusu yapıyor.. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, partiler ile ilgili ithamları takip sorumluluğunda.. İddianameyi yazan makam "ben ikna oldum, iddia ediyorum, iddia konusu senin de görev alanında, bilgin olsun" mesajı ile adeta "sefer görev emri" ihbarında bulunuyor..! Var sayalım, iddianame konusunda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da ikna olursa, paralel bir iddianame ile CHP de iddianemenin dolaylı öznesi olacak.. İddianame, Türkiye'nin halihazırdaki birinci partisininin en kilit mensuplarını suç örgütü kurmakla itham ediyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına resmi yazı ile yapılan bilgilendirme (iddia makamı öyle diyor), aynı zamanda, partiye son seçimlerde ısrarla oy veren milyonları da, bir suç örgütüne destek olmakla itham etmiş oluyor. CHP'ne oy veren milyonlar içinden, "bu iddianame bizi de itham ediyor, kabulü halinde, "mağduriyetim" söz konusu olur, davaya müdahale etmek istiyorum" deyip, adil yargılanma haklarını kullanmak isteyenler çıkarsa, ne olur.?!! Oy vermek, ülkle yönetimi hakkında veya mahalli yönetimlerde temel bir insan hakkı olan "seçme hakkı" nı kullanmak ile ilgili siyasi bir tavırdır. Her yolsuzluk iddiaları, iltisak iddiası ile, siyasi partiyi siyaset sahnesinden silmek gibi bir soruşturma konusu yapılırsa, ortada siyasi parti kalmaz, Anayasa'nın siyasi partilerin "demokratik siyasi hayatımızın vazgeçilmez unsurları" olduğunu düzenleyen hükmü de ıskartaya çıkmış olur, bir adım daha ilerisi "eylemli anayasa ihlali" dahi sayılabilir.. Vakit geç olmadan, iddianame "suçun şahsiliği" ilkesine uygun olarak revize edilmeli, siyaset ile hukukun ilişkisine dair "kamuoyu algısı" dikkate alınmalıdır. Serdar Kalın |
|||||||||
|
|||||||||