booked.net
 
 

 

Damat

 Ankaragücü'nün Kuruluşu ve Kökeni - 29/12/2025





Uğur Utkan
E-Posta
Ankaragücü'nün Kuruluşu ve Kökeni

Ankaragücü takımının aslında 1910 yılında İstanbul Zeytinburnu'nda "Turan sanatkârangücü" olarak imalatı harbiye işçileri tarafından kurulduğu fakat 1913 yılında Ankara'ya taşınarak Cumhuriyet döneminde MKE Ankaragücü adını aldığını biliyor muydun?

1-Kulübün kuruluşunun arka planı

II. Meşrutiyet sonrası siyasal hareketlilik, Balkan Savaşları ve dozajı giderek artan milliyetçi ve vatanperver söylemler ile geçen 1910'lar Osmanlı için son derece çalkantılı yıllardır.

Bu atmosferde spor kulüpleri sadece futbol oynamaz; kimlik, dayanışma ve örgütlenme alanı olur. Ankaragücü'nün öncülleri de bu ruhla şekillenir.

Yıl 1910… Tarihler 31 Ağustos’u gösterir…

İstanbul'un Zeytinburnu semtinde bir kulüp kurulmuştur. Bu kulübün adı Turan Sanatkarangücü'dür. Bu isimdeki "sanatkar", dönemin dilinde usta-işçi anlamına gelir. Yani kulüp daha baştan bir emek kulübü kimliği taşır.

Kulübün kurucuları sıradan bir mahalle gençleri değil; İmalât-ı Harbiye-i Âmire'de (Osmanlı'nın askerî fabrikaları) çalışan işçi ve ustalardır.

Renkleri tıpkı kavun ile üzüm gibi tatlı, keyif veren ve gösterişli bir görüntüsü olan sarı-yeşildir.

Aynı tarihte yani 31 Ağustos 1910’da kurulan Altınörs İdman Yurdu ile birleşen Turan Sanatkarangücü'nün bu hamlesi ile Ankaragücü futbol tarihine merhaba der.

Bu birleşme, hem sportif hem de örgütsel gücü artırır.

2-Ankara'ya Taşınma

1913 yılı, Ankaragücü için kırılma noktasıdır.

İmalât-ı Harbiye'nin bir bölümünün Ankara'ya taşınmasıyla, işçilerle birlikte kulüp de Ankara'ya gelir. Bu göç, bilinçli ve zorunlu bir göçtür; yani "Ankara'da kulüp kuralım" fikrinden çok, emeğin gittiği yere kulübün gitmesi söz konusudur.

Bu yüzden Ankaragücü, Ankara'ya sonradan gelmiş olsa da Ankara ile organik bağ kurmuş bir kulüptür.

3-Millî Mücadele Yılları

Kurtuluş Savaşı sırasında şehit veren bir takımdı Ankaragücü..
"Millî Mücadele" yıllarında ülkeye yaptığı hizmetlerle ön plana çıktı. Mermi üretti, savaş için askeri mühimmat yaptı, bunları İstanbul’dan Ankara’ya; oradan da tüm Anadolu’ya taşıdı.
Yılmadan, korkmadan, bıkmadan, usanmadan, yazılan şanlı Türk tarihinin mürekkebi oldu...
Gurur duyulacak işler yaparken, kötü günler de yaşadı.
Küme düştü, parasız kaldı, başarısızlıkları sevenine kabus oldu.
Ama hiç sahipsiz kalmadı. Yere düşmedi, başı eğilmedi.
Mermi gibi dik, hızlı ve sert idi her zaman.
İyi gününde, kötü gününde hep seveni vardı…

Nitekim Ankaragücü'nün arması da kuruluşu ile örtüşen bir semboldür. Yatık bir mermiden esinlenerek çizilen logo; asaleti ve vatanı müdafaayı simgelemektedir.

4-Cumhuriyet Dönemi (Kulübün Bugünkü Renklerini Atatürk’ten Alması ve MKE Kimliğine Kavuşması)

Millî Mücadele yıllarındaki tavrıyla Atatürk’ün de takdirini toplayan bu kulüp, bugünkü renklerini de sarı saçlı mavi gözlü kurtarıcıdan alacaktı.

Bu gazi kulüp için “Kavunun sarısı, Ankara üzümünün laciverdi olsun” dedi Büyük Türk.

Bugünkü renklerinin babası oldu Ankaragücü’nün...
Belli ki içten içe sevdi, yüreğinden destekledi...
Bakmayın siz, birilerinin sıkça tekrarladığı “Atatürk bizdendi” palavralarına... Hiç bir takıma söylemediğini, Ankaragücü’ne de söylemedi. “Fenerbahçeliyim, Galatasaraylıyım, Beşiktaşlıyım” demediği gibi “Ben Ankaragüçlüyüm” diye de bir laf etmedi.
Ama Ankaragücü’ne rengini verdi Atatürk...
O da yeterdi, Başkent yaptığı Ankaralılara…

Ankaragücü için bugün sarı; kazanma hırsı ve başarıyı, lacivert ise kuvvet ve gücü temsil eder.

Öte yandan Cumhuriyet'in ilanından sonra devlet sanayisiyle özdeşleşen kulüp, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) ile güçlü bağlar kurar.

Bu dönemden itibaren de sarı-lacivert renklerin kalıcılaştığı kulüp "devletin, işçinin, memurun takımı" olarak algılanır.

Ankaragücü'nün tribün kültüründe hâlâ hissedilen sertlik, dayanışma ve inat, bu işçi kökenli geçmişten gelir.

Zira kulübün kurucuları sıradan bir mahalle gençleri değil; İmalât-ı Harbiye-i Âmire'de (Osmanlı'nın askerî fabrikaları) çalışan işçi ve ustalar olmasından dolayı Ankaragücü, Türkiye'deki en eski işçi kökenli spor kulüplerinden biridir.

Gelgelelim işçi kökenli geçmişten ötürü tribün kültüründe hâlâ sertlik, dayanışma ve inat mevcut olan Ankaragücü’ne yüzler, binler, onbinleri ve hatta yüzbinler gönlünü verdi.
Aşkın sarı lacivert haliydi Ankaragüçlülerin yaşadığı...
Karşılıksız aşkın, dayanılmaz ağırlığını yaşadılar yıllarca...
Hepsi hepsi, iki Türkiye Kupası, bir de Devlet Başkanlığı Kupası’ydı bir asrı aşkın hasılat...
Sadece bu kadarı için verilen sevginin bir tanımı olabilir miydi?
1959’da başlayan resmi 1. Lig’de şampiyonluk görmediler.
Aslında göremeyeceklerini bile bile sevdiler Ankaragücü’nü.
Bu, öylesine bir sevda; dünyada eşi olmayan bir garip tutkuydu.
Bu tutku ki, devlet büyüklerinin dahi gözünü kamaştırmış olmalı ki Ankaragücü'nün Türkiye Kupası'nı kazandığı 1981 yılında dönemin şaşalı devlet başkanı Kenan Evren de bu tutkunun cazibesine kapılacaktı.

Öyle ki, 1981 yılında Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi devleri de yendiği 13 maçlık serüvenin ardından kupanın sahibi olan Ankaragücü, çift maçlı eleme usulüne göre oynanan turnuvada, finalde Boluspor'u 2-1 ve 0-0'lık skorlarla geçerek Kenan Evren tarafından ödüllendirilmiştir.

Ama bu ödüllendirmeyi emir vererek bu işi yapamayacağını bilen Evren, dönemin Spor Bakanı'na yaptığı baskıyla yeni bir yasa çıkarttırır. Yasaya göre hangi takım Türkiye Kupası'nı kazanırsa, Türkiye'nin en üst liginde oynamaya hak kazanacaktır. Gelgelelim öyle de olmuştu. Ankaragücü kupayı kazandı ve Türkiye’nin en üst ligindeki yerini kaptı.

Kenan Evren, Ankaragücü'nün Trabzonspor'la yapacağı Devlet Başkanlığı Kupası'nı da kazanmasını istiyordu. Ona göre bu galibiyet Ankaragücü'nün talimatla terfi ettirilme kararını sağlamlaştıracaktı. O dönem fırtına gibi esen Trabzonspor'u da geçip Devlet Başkanlığı Kupası'nı da kazanan Ankaragücü, artık Türkiye'nin devleriyle aynı arenada yer alma avantajını sağlama almıştı.









Uğur Utkan


YORUM YAPIN SÖZ SİZDE!

Adınız (Yorumda görünecek) :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik Kodu :    
 



Bu köşenin diğer yazıları;

AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.