Anayasa Mahkemesi, Balyoz davasının kesinleşmiş hükmü ile ilgili kararında, "becerememişsiniz böyle yargılama olmaz "diyerek yeniden yargılamayı işaret etti.. Uzun süredir, haksız yargılamalar nedeniyle işkenceye tabi tutulan tutuklu ve hükümlüler ile yakınları rahatladı.. Adalet'in yerini bulacağı muhakkak, ama, mesele sadece geciken adaletin tecelli etmesi değil. Bu davalar ile, silahlı kuvvetlerin komuta şeması çökertildi, muvazzaf olarak yargılananların kariyer planlarıı tahrip edildi Ergenekon süreci sadece , orduyu hedef almadı, yargılama süreclerinden de anlaşıldığı gibi, yargıyı da derin güçlerin enstürümanı haline getirdi.. Bir dava düşünün, özel yetkili mahkemeler ile başlıyor,başbakanın zırhlı araç tahsis ettiği özel yetkili süper savcıların hazırladığı iddianameler üzerinden soruşturuluyor ve ülkenin seçkin subayları, bilim adamları, gazetecileri büyük cezalara çarptırılıyor, temyiz yargısı da bu kararı onaylıyor ve Anayasa Mahkemesi, "böyle yargılama olmaz" diyerek hükmü çöpe atıyor... üstüne üstlük de başbakan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruyu biz getirdik diyerek, kendisine pay çıkarmayı ihmal etmiyor..bu davaların savcısıyım diyen de kendisi değilmiş gibi..
Silahlı kuvvetler de yazılı açıklama yapmış, adil yargılama ümit ettikleri beyanında bulunmuş..Silivri yargılamalarına rağmen ümidini koruyor anlaşılan.!!
Başbakanın yakınında konuşlananlar, eski Türkiye'yi , askerin yanında anayasa mahkemesi üzerinden de eleştirir ve yargı vesayetinden yakınırlardı . bugün Anayasa mahkemesi'nin performansından memnunlar mı acaba,, Anayasa Mahkemesi, başbakanın saygı duymadığı kararlar veriyor, gayrı milli suçlamalarına muhatap oluyor ve başbakanın savcısı olduğu yargı kararlarını ciddiye almıyor, bu da yeni Türkiye'nin yargı vesayeti olmasın!! 12 yıllık akp iktidarının sonunda,ordu bando bölüğü kıvamına geldi, etliye sütlüye karışmıyor,bölgede, terörist unsurların yoluna çıkmamaya özen gösteriyor, bayrağı dahi indirilince asabiyet göstermiyor, emniyet ve yargı başına buyruk bir yapılanma içinde neredeyse başbakanın evine operasyon yapma cüretini gösteriyor, bakanların çocuklarının evinde hazine arıyor ve buluyor. Dışişleri mit ile beraber,bağıra bağıra gelen tehlikeye rağmen bir konsolosluğu tahliye etmekten aciz ve çoluk çocuk insan yüreği yiyen sözde islamcı teröristierin elinde.. başbakan, Viyana!da, kanuni sultan Süleyman ve Merzifonlu kara Mustafa paşa'nın ahfadı olduğu nutukları atarak,,sanki yeni bir Viyana seferi yapıyor..!!


Neriman Saygılı