Haziran seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı meclis kompozisyonundan bir koalisyon hükümeti çıkabilirdi.

Külliye veto etti, yeniden/tekraren seçim dedi... Koskoca TBMM ve onun muhtelif partilerden seçilen vekilleri, bir formül bulamadılar. Adeta talimatla karar alarak yeniden seçime boyun eğdiler...

7 Haziran parlamentosu, hemen hiç çalışmadan, açma kapamalarla, tekrar seçime giderek, hem milletin oylarına sadakatsizlik etti hem Külliye karşısında bağımsız bir çözüm iradesi üretemedi.

1 Kasım seçim sonuçlarının da, tek başına bir AKP/külliye iktidarı sonucu vermeyeceği anlaşılıyor. Eğer millet iradesi bu yönde tecelli ederse, ağa ile marabasının hikayesindeki, "biz bu revaniyi neden yedik" durumu olacak.

AKP ve Külliyesi, iktidara adeta meftunluk seviyesinde bir bağımlılık içindeler, onlar, 2023 hedefimize ancak mutlak iktidarla varabiliriz mazeretini meşruiyet kaynağı olarak ileri sürüyorlarsa da, işin aslı, muhalefeti bırakın, koalisyon durumunda dahi, 13 yıllık devlet imkanlarını "bal peteklerine dalan bal porsuğu gibi" kullanmanın hesabının nasıl verileceği endişesi...

Hadi revaniler yenildi, bundan sonra, bu düzen böyle sürecekse sırada tabldot mu var alakart mı sipariş edilecek?

Hattı zatında, 1 Kasım seçim sonuçları, AKPveya külliye bakımından olduğundan ziyade, muhalefet partileri bakımından daha önemli. CHP ve MHP sürekli patinaj halinde ve kayarak neredeyse geriye gidiyorlar...

Etnikçi parti hormon tedavisiyle dopingli olarak yarıştığı için klasmanda değil. Aynı veya yaklaşık seçim sonuçlarıyla seçmen nezdindeki kredi hesapları kapanma durumunda.

Türkiye gibi topun ağzında, ateşin ortasındaki bir ülkede hiç bir siyaset bu kadar açık kredi kullanamaz, kullanmamalı...

AKP ve Külliye'yi kader bağlamış gözüküyor, ama bu taraflarda, "yok mu kurtaracak baht-ı kara maderini?" durumundaki millet çoğunluğu var.

Aynı seçim sonuçlarıyla, yeni bir partileşme acil ihtiyaç haline gelebilir...

Hande Sel