booked.net
 
 

 

Damat

 İktidar Medya ilişkileri - 18/01/2016





Kemal Gücenmez
E-Posta
Son yıllarda iktidarın üst seviyedeki yetkililerinin hemen bütün beyanları, program akışları kesilerek naklen veriliyor.

Günde birkaç defa bir iki istisna dışında, bütün kanallarda bir iktidar mensubunu görüntülü ve sesli izlemek mümkün.

İktidara yakın kanalların yayın akışlarını iktidar icraatlarına göre ayarlamaları anlaşılabilir bir husus olmakla beraber, ana akım denen haber kanallarındaki naklen yayın telaşı, normal dışı bir hal almaya başladı.

Başbakan çok çalışkan ve yoğun bir program içinde, dolayısıyla, önemlilik kaygısı güdülmeden, "Başbakandır, her söylediği önemlidir" kriteri içinde, naklen yayınlanıyor. Cumhurbaşkanı, klasman dışı sayıldığı için, sürekli yayında...

İktidar söylemlerinin yayınlanmasında devlet televizyonunun hassas olması, hem normaldir hem bilgilendirme bakımından gerekli ve yeterli sayılabilir.

Sorun, farklı iş kollarında faaliyet gösteren medya patronluğu ile iktidar arasındaki iş ilişkilerinden kaynaklanmaktadır.

Habercilik ve zorunlu sonucu olarak eleştirel yayıncılığın göz ardı edilip, sadece iktidar icraatının pozitif yansıtılması seviyesindeki bir habercilik politikasının eleştiri fonksiyonu eksik kalır ve üstü kapalı bir oto sansüre işaret eder.

İktidar ve iktidar ile kurulan patron ilişkilerinin kıskacına alınmış bir medya, rekabet dışı bir özgürlük problemi ile karşı karşıyadır.

Medya (Basın) ve iktidar ilişkilerinin sürekli sorunlu bir zeminde yol alması bugünün problemi değildir. Cumhuriyet ile birlikte benzer sorunlar başlamış ve gazetelere yeni rejimin topluma benimsetilmesi görevi verilmiştir.

Ankara ve İstanbul arasında konuşlanan basın organları, zamanın iktidarının taleplerine farklı yaklaşmış ve İstanbul basını, eleştirel tutumu nedeniyle, takibatlara maruz kalmıştır.

Zamanın, tedip edici düzenlemeleri olarak, Takrir-i Sükun Kanunu, Basın Birliği Kanunu gibi kanunlar, bu meyanda, bugünün, Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Kanunu fonksiyonunu görmüşlerdir.

Ankara Basını denen cenah, yeni rejimi desteklemenin mükafaatı olarak, milletvekilliği dahil ayrıcalıklı pozisyonlar elde etmişlerdir.

Bugün de, yeni Türkiye ve yeni demokrasi yanlısı medyanın ayrıcalıklı bir konumda olduğu ve , süreki program alma ve milletvekilliği dahil, Cumhuriyet'in ilk yıllarını andırır, benzer ayrıcalıklara sahip olabildikleri görülmektedir.

Sonuç olarak, iktidar, medya ilişkilerinde, "benim oğlum bina okur, döner döner yine okur" durumu değişmemekte ve değişime dair bir ışık da ne yazık ki görünmemektedir.

Sınır Tanımyan Gazeteciler Örgütü, Basın Özgürlüğü Sıralamasında, 180 ülke içinde 149'ncu sıralamada olmamız aldığımız yolun "bir arpa boyu" olduğunu da göstermektedir.


Kemal Gücenmez


YORUM YAPIN SÖZ SİZDE!

Adınız (Yorumda görünecek) :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik Kodu :    
 



Bu köşenin diğer yazıları;

AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.