Cumhurbaşkanı, Suriyeli göçmenlerin vatandaş statüsüne kabul edilebileceğini açıkladı , İçişleri Bakanı dosya bazında çalışmalardan bahsetti, Başbakan da "gönlümüz gani" yaklaşımı ile aynı yönde ifadelerde bulunuyor..
Suriyeliler ile ilgili toplu, (etnik ve dini/mezhep ağırlıklı ) bir vatandaşlık ve tabii sonucu olarak iskan edilme meselesi ile karşı karşıya olunduğu anlaşılıyor..
Vatandaşlık statüsü "münferiden" Bakanlar Kurulunun tasarrufunda olmakla beraber, milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir işlem söz konusu olacağı için, özel ve kapsamlı bir yasal düzenleme gerekiyor..
Son dönem dış politikalarında, Suriye'nin emperyal işgaline aşırı müdahil olan Türkiye'nin, bi günah olarak yerinden yurdundan edilmişler hakkında,İnsancıl Hukuk etiği bakımından da sorumluluğu söz konusudur..
Anavatan partisi iktidarı döneminde, " soysuzlaştırma/Bulgarlaştırma" operasyonundan kaçarak Türkiye'ye iltica etmiş soydaşlara sahip çıkılmış ve kendilerine toplu olarak vatandaşlık statüsü verilmişti..
Sadece Suriyeli muhacirler ile ilgili bir tasarruf .bu topraklarda yaşamış ve mağdur edilmiş insanlar bakımından yetersiz ve adaletsiz olma tehlikesi taşımaktadır..
, Gönderilmişin, sürülmüşlerin , ellerinden zorla, iradeleri ve rızaları dışında alınmış TC vatandaşlık itibarlarının iade edilmesi de çözüme muhtaç bir sorun olarak ortadadır.
İnsani mülahazalar bakımından bir mutabakat söz konusu olmakla beraber,nüfusun yaklaşık %4'ne tekabül eden Suriyeliller'in vatandaşlığa kabulünde, , Referandum yoluyla halk oyuna başvurulması ve egemenliğin millet ile paylaşılarak kullanılması ,gerekli bir meşruiyet sorunudur..



Hale Gözcü