Fatih Erbakan, "niye onu bunu göndermeye uğraşıyorsunuz, açılımın mimarı gitsin" dedi ,
Konu, İmralıya kimin gideceği ile ilgili..
İmralıdaki muhterem sabırsızlanmaya başladı, hani neredeyse, "ya ben geleyim, ya da siz gelin" , bu hasret bitsin, artık " diyecek .!!
Bir zamanlar benzer bir hasreti tanıdık birileri çekiyordu, o hasret nelere mal oldu biliniyor..!!
Bahçeli tarafından "kurucu önderlik" ile onurlandırılması tatmin etmemişe benziyor..!!
Adam onca katliamdan sonra hala, Devlet kesesinden, kaç baharın yoğurdunu yiyor, öyle "boş" ünvanlara tav olmaz..!!
İş başlarken, milleti kıvama getirmek için , hiç bir şarta bağlı olmayan bir teslimiyetten bahsediyorlardı, avans olarak üç beş kırık "filinta"'yaktılar, sonra beklemeye geçtiler, geçenlerde DEM meclis grup toplantısında sinyal verdiler, toromana özgürlük istiyorlar...
Hal ve tavırlardan anlaşıldığı kadar ile, öyle aparetif servislere karınları tok, bir an önce, ana sıcağa geçmek istiyorlar, - tatlı ile servis yapılırsa -makbule geçer,gibi duruyorlar..
Bahçeli bile, maksimalist taleplerden müşteki, pazarı öğle yüksekten açtı ki, şimdi toplayamıyor.
Gelsin mecliste konuşsun, "umut hakkı" verelim dedi,
"Umut hakkı" nedir ki, adam, kürt yurttaşların padişahlığına soyunmuş..
Bu tavsiyeden rahatsızlık duyanlar gereksiz bir savunmaya geçtiler, işi "kabristana bağladılar, neyse ki, " siyasi kabristan"..!!
TBMM ortasında, bütün partilerin katıldığı(İYİ PARTİ hariç) bir komisyon kuruldu..
Komisyon, İç Tüzüğe göre Sui Generis (nev'i şahsına münhasır) bir oluşum, rivayete göre Genel Kurula -açılıma uygun- yasama tavsiyelerinde bulunacak...
İmralıya heyet gönderme kararı alsa bile, kararın müstenidat'ı belirsiz.
Merhum Sırrı Süreyya Önder , uzun zaman önceki açılıma güvendi, ve Kandil'e uzun yolculuklar yaptı, risk aldı, sonunda "kim gönderdiye gitti !!", açılım batınca hapis yattı , kimse de, "bu arkadaş, babasının hayrına gitmedi, açılım için gitti" deyip, sahiplenmedi..!!
Bu nedenle, son açılımı, açanlar bu işi üstlenmek sorumluluğunda , heyete falan gerek yok, Arınç , "ben hazırım", diyor, yanına birisi katılır, ittifakın şekil şart da yerine getirilmiş olur..
Risk almak, bakkaldan helva almaya benzemez, gereğini yapmak lazım..!




Rüstem Zaloğlu