Chp'nin 38 inci Olağan Kurultayı ile ilgili şaibe iddiaları soruşturulmuş ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "siyasi partiler kanununa muhalefet" suçundan hazırladığı iddianame ilgili Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilmiş.
Savcılık iddianamesinde, Kurultay'da seçim oylamasına hile karıştırıldığı ileri sürülerek, şüphelilerin 3'er yıla kadar ayrı ayrı hapisle cezalandırılması ve ayrıca alınacak ceza süresince siyaset yasağna hükmedilmeleri isteniyor.
İddianame konusu "Kurultay'ın iptali ve yetkili kurulların görevden uzaklaştırılması" talebi ile açılan ve Ankara 42.'nci Asliye Mahkemesinde birleştirilen ve derdest olan dava'nın 30 Haziran'da duruşması var.
Asliye Hukuk Mahkemesi, 26 Mayıs tarihli duruşmadaki, ara kararında sonradan ceza Davası'na dönüşen bu iddianame konularının da nazara alınacağını hükme bağlamış.
özetle bu iki dava ile, Özgür Özel'in seçildiği 38'nci Olağan Kurultayın iptali ve yetkili kurulların görevden uzaklaştırılması ve de ayrıca 12 kişinin( aralarında Belediye Başkanları ve İl Başkanları da var) cezalandırılması isteniyor.
Her iki dava da CHP içinden Kurultaya katılmış,kişlerin iddiaları üzerine inşa edilmiş.
Mahkemece kabul edilen iddianame'de, İmamoğlu şüpheli , Kemal Kılıçdaroğlu da "mağdur" sıfatı ile yer alıyor..
Belediyelerden başlayıp CHP' hükmi şahsiyetine giden kuşatma giderek genişliyor..
Son olarak aynı soruşturma kapsamında 6 Belediye Başkanı tutuklandı.
30 Haziran'da bütün neticeleri ile Kurultay öncesine dönülme ve "mağdur"'a partiyi yeniden teslim etme ihtimali de var.
"Mağdur" Kılıçdaroğlu, mağduriyeti benimsemiş görünüyor, delege oyları ile kaybettiği genel başkanlığı, mahkeme kararı ile temellük etme konusuna bir itiraz beyan etmiyor.
İddianame konusu ve kabul eden Mahkeme takdiri olarak , Kılıçdaroğlu'nun " mağdur" olarak kabul edilmesi, siyaset hukuku ve etiği bakımından sorunlu gözüküyor.
Kılıçdaroğlu , 13 yıl Genel Başkanlık yaptı, seçimlere girdi, adaylar belirledi, iki defa Cumhurbaşkanı adayı nomine etti, son olarak da kendisi aday oldu, bu arada , 16 nisan 2017 Referandumunda , bugün kendisini "mağdur" olarak gösteren iddianamedeki gibi, kanuna aykırı "hileli" şüphesi taşıyan milyonlarca "mühürsüz oy pusulaları ve zarfları ile rejimin kökten değişmesine de yeterli tepkiyi göstermedi..
Her şeye rağmen başarısız olduğu için değil, "değişim" isteğinin ağır basması nedeniyle Kurultayı kaybetti..
Yargı görevini yaparken, hukuk normlarına göre Adaleti sağlamaya çalışır.
Kendisini "mağdur" olarak göstermek yargının takdiridir, ama CHP'ne umut bağlamış milyonlar, Kılıçdaroğlu döneminde siyaseten "mağdur" oldular. da bir gerçektir.
Ümit edilir ki, yargının "mağdur" olarak kabulü ile, CHP seçmeninin mağduriyeti arasındaki hakkaniyeti , Adalet Perisinin terazisi doğru tartar..



Serdar Kalın