Merhum Mesut Yılmaz Başbakanlığı döneminde Dereağzı tesislerini ziyaret etmiş ve Fenerbahçelileri," Fenerbahçe Cumhuriyetinde Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olarak bulunmaktan gururluyum" sözleri ile selamlamıştı.
O zamanki Fenerbahçe Yönetimi, Mesut Yılmaz'a Galatasaraylı oluşu nedeniyle sıcak bakmadığını çeşitli vesilelerle ifade etmekten çekinmemişti.
2002 Seçimlerinin hemen arefesinde, bir maçta tribünlere "sandıkta görüşürüz Mesut Bey" pankartı açtırarak, seçim sonuçlarına da müdahale etmeye alenen teşebbüs etmişti.
O sandıklardan neler çıktığını 3 Temmuz 2011'de gördüler..!!
Fenerbahçe gibi bir büyük Camia , "ergen atarlanmaları" ile yönetilemez..
Koskoca Fenerbahçe yönetimi yıllardır iki kişinin çekişmesine sıkışmış durumda..
Ülkenin en büyük sermaye guruplarından birine mensup Başkan, sonunda, şapkadan -şampiyonluk değil- ama ilginç bir sponsorluk çıkardı..
Ne kadar sadre şifa olacağı belirsiz bir meblağ karşılığı , Stadı ve Avrupa maçlarında formayı "nece !!" olduğu anlaşılamayan bir ticaret ünvanına teslim etti..
Fenerbahçeye sponsor olmak önemli bir ünvan, bir önceki, işi hakkıyla yaptı, bilinen bir kimlik, siyasi görüşünü öne çıkarmadan desteğini verdi..
Yeni sponsor'un, etnik kimliğinin etkisinde ve TC ile ihtilaflı olduğu konusunda bilgiler ortaya çıkmaya başladı..
Tam da, -ne olduğu anlaşılamayan bir projenin hızlandırılarak kamuoyunun gündemine, adeta zorla sokulduğu bir dönemde ,zuhur etmesi-, bazı soruları gündeme getirecek gibi...
Cumhuriyert geleneğinin en inanmış savunucularından olan Fenerbahçe Camiası ve özellikle tribün cefakarları , 3 Temmuz darbesinden sonra yeni bir sürpriz ile karşılaşırlar mı ..!!
Cumhuriyete yeni bir model biçilmeye çalışıldığı bu süreçte, Cumhuriyetle sorunları olan birinin Fenerbahçe Cumhuriyetine destekçi olarak seçilmesi nasıl bir tesadüftür..!!
Türkiye Cumhuriyeti gibi Fenerbahçe Cumhuriyeti de teyakkuz halinde olmak durumundadır..













Mualla Atakan