Trump, "Meşruiyet" krizini tetikledi....!!! - 01/10/2025 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Önce Dışişleri Bakanı " toplantıların bir parçası olmak için "yalvarıyorlar." dedi, sonra Türkiye Büyükelçisi "meşruiyet ihtiyacı var, veriyoruz." densizliğinde bulundu.
Finalde, yüz yüze toplantıda Trump; ne alakası varsa, seçim hilelerine atıfta bulunup, "iyi bilir" iltifatı!! ile noktayı koydu.. Satır aralarında, Pastör Branson'u bir telefon ile serbest bırakmasına güzelleme yaptı, heyette bulunanların zekasını övdü, onlar da beklediğinden fazla bayram harçlığı alan çocuklar gibi gülücükler yaptılar.. Ecevit'e, Oval Ofis'te masaya mabadını yarım iliştirerek oturan Başkan Clinton yanında ayakta saygılı bir halde durduğu için abuk subuk eleştiriler yapanlar bu manzaralar karşısında neler düşünmüş olabilirler.. !! Cumhurbaşkanı da, bu iltifatlara karşı cömert davrandı, Heybeliada Ruhban Okulunu da işin içine katarak, Patrik ile konuşma sözü verdi, ticaret hacmini arttırma yolunda yüksek angajmanlarda bulundu.. Gezinin rezümesini,- neredeyse uçak mürettebatı sorumluluğu ile davrandıkları konusunda esprilere muhatap olan- gazeteciler yaptı. Bu gezide ilginç olan; ağırlıklı olarak " yaratılışa ait sırları, bilim, din, semboller ve kadim bilgiler ışığında sorgulayan programlar yapan bir bayan gazetecinin kadroya dahil edilmiş olmasıydı.. Son derece spesifik siyasi gündemi olan bir geziye katılmış olması, kıdemli gazeteciler tarafından , "kahve falı" uzmanlığına ironik göndermeler yapılmasına neden oldu..!! Trump gibi öngörülemez bir karakter ile siyasi müzakere yapmak, bir bezirgan ile at pazarlığı yapmaya benziyor... 1 Mart tezkeresi sürecinde, ABD askerlerinin topraklarımız üzerinden Irak'a geçişleri konusunda sürdürülen müzakereler, ABD'nin o zamanki Başkanı tarafından "at pazarlığı"'na benzetilmişti.. Başkan Bush at pazarlığı yapan kovboyların, ceplerine para ile at almaya gittiklerini fakat, bir süre sonra ne at alabildiklerini ve ne de ceplerinde para kaldığınıa işaret etmiş, "fazla kurcalamayın cebinizdeki paranızdan da olursunuz "ihsası ile zamanın Türk yetkililerini istiskal etmişti.. Başkanlar değişiyor, üslup değişmiyor hatta laubali övgü sözcükleri ile iş büsbütün sulandırılıyor.. Abd Dışişleri Bakanı ne kadar uyarıldı bilinmiyor, Büyükelçi'ye bizim meşruiyetimiz yanında senin okkan kaç cent diye soran oldu mu, meşkuk !! Kırkpınar'da, bir deyim var , "alttan güreşiyor" denir, bu kadar alttan almaya gerek var mı..!! Ek iş olarak Emlak Komisyonculuğu yapan Büyükelçi "persona non grata" istenmeyen kişi ilan edilseydi, kim yadırgayabilirdi..!! , Bütün bunlardan sonra, Ana muhalefet, Cumhurbaşkanı'nın meşruiyetini tartışmaya açtı. ABD'de en üst seviyede meşruiyet ithamına muhatap olan Cumhurbaşkanının, böyle bir konuda "tartışılması" dahi kabul edilemez bir durumdur.. Yakın siyasi tarihimizde görülmemiş bir şekilde, TBMM açılışında Genel Kurulda, üstelik halk oyu ile seçilmiş, Cumhurbaşkanı boykot edildi.. Ergenekon davalarında, generaller tek tek toplanıp sahtekar yargı mensupları tarafından zindana atılırken, "sarı öküzü vermeyin" ikazı yapılmıştı.. Meşruiyet'in, ittifak ortağı tarafından ağızda gevelenmesine sessiz kalınması, çok kritik bir zaaf alanına işaret ediyor.. Bir an önce, bu zaafın giderilmesinde Türk siyaseti bakımından sayısız faydalar bulunuyor.. Sevim Çalışkan |
|||||||||
|