Bu ceza yargılaması “masumiyet “ ilkesini dikkate almıyor ,,!! - 11/10/2025 |
|||||||||
Tweetle |
|||||||||
Aday “adayı“ avı devam ediyor..
Belediyeler üzerinde estirilen “yolsuzluk” rüzgarı yön değiştirdi.. Doğrudan potansiyel adaylara yönelmeye başladı sanki.. Mansur Yavaş‘ı da denklem dışına çıkarıp İmamoğlu statüsüne indirgeme hamlesi başlatılacak gibi.. Savcılık Bakanlıktan soruşturma izni istemiş.. Mansur Yavaş, ”izne gerek yok çağırsın gelirim “ diyor. Daha güzeli Savcılığın kapısına dayanıp, “ifademi alın” talebinde bulunmak olabilir mi ?!! “Dolaylı yollardan itibarıma gölge düşürülüyor, süreç aleyhime işliyor, lekelenmeme hakkımı kullanıyorum.“ gerekçesi, masumiyet karinesine de denk düşer. Savcılık makamı reddedemez. Ergenekon davalarından bu yana ceza usulünde “ispat külfeti” yer değiştirdi. Kişilerin önce suçlanıyor, sonra uzun bir süre dosya tekemmül ettirilmeden bekletiliyor, fiiliyatta bir nevi “askıda sanıklık” gibi yeni bir statü uygulamada... Soruşturma gizliliğinden şüpheliler, savunucuları değil, iktidar medyası muaf. Uzun zaman çoluk, çocuk insanlar “mücrim“ gibi ağızlarda çalkalanıyor. İddia makamı ithamını ne zaman isterse o zaman iddianameye çeviriyor. Şüpheli/ sanık bu süreçte her kim ise, itibarını kurtarmaya, suçlandığı maddeyi bilmeden, suçsuz olduğunu ispatlamaya çalışıyor. İtham delillendirilmeden, şüpheli itirafçıların iftiraları ile şüpheli mi sanık mı belli olmadan barakalarda tutuklu olarak bekliyor. Ergenekon yargılamaları Adaletin terazisine büyük hasar verdi. Kefedeki haksızlık darasını alıp, teraziyi dengeye getirmek gerekiyor.. Bu terazi gün olur herkesi tartar, dengede kalmalı..!! Deniz Rüzgarlı |
|||||||||
|