Havai fişek fabrikasında ,ihmaller zinciri sonucu- meydana gelen patlamada , insanlar öldü yaralılar var, bir hafta sonra, patlamayan fişeklerin kontrollü imhası için gidilen taş ocağı yolunda , bu sefer kamyon patladı, imha ekibinden askerler öldü, yine yaralılar var.. …
Bu kadar "acz içinde" olmak devlete yakışır mı sorusunu ilgililer cevaplasın- ama, olan canlara oluyor, ocaklar yanıyor, yıkılıyor.
O askerleri, anaları vatan nöbetine gönderiyor, bir salak üç kuruş kazanacak diye kurduğu gecekondu fabrikanın patlayıcıları ile genç yaşlarında ölsünler, diye değil..
Sık sık meydana gelen patlamalarla , neredeyse köy mezarlığına dönmüş, fabrikada ; alınmayan tedbirler nedeniyle hayatını kaybedenler, yaralananlar da , üç kuruş maişetleri için didiniyorlar...!!
Bu tabutluk benzeri yer, Hakkari'nin "kuş uçmaz kervan geçmez" Cilo dağlarında değil, İstanbul, Ankara arasında , nerdeyse Marmara'nın göbeğinde,..
Fabrikayı kontrol edemiyorsun, denetim eksikliği yıllardır can alıyor, bir kamyon havai fişeği , insansız bir yere götürüp, zararsız hale getiremiyorsun.
"Nerde bu millet" diye soracak halimiz yok, "millet" başını kaldıramıyor ki soru sorsun, cevap istesin.
Aziz Nesin'den kinaye; " öyle güzel uyuyor ki, uyandırmaya kıyamıyor insan"..
Nerde bu Devlet sorusunu da, bir zahmet birileri cevaplasın, "şehit" hamasetine sığınmadan ..

Özlam Genç