Mürteci muhafazakarlığın koçbaşı Diyanet İşleri Başkanı işaret fişeğini ateşledi.
Neslin güvenliği, fıtratın kodları, cinsiyetsizliğe davet, Sünnetüllaha aykırılık, kulluktan sapma, ilahi iradeyi yok sayma başlıkları üzerinden, LGBT 'yi lanetledi, tıpkı, Fatih'in vakfiyesi üzerinden , elde yamuk bir kılıç ile Cumhuriyetin kurucu iradesini lanetlediği gibi....
Onun açtığı yoldan, aynı akımın tetikçileri, İstanbul Sözleşmesi ( kadına karşı şiddetin önlenmesi,) , Cedaw ( kadına karşı ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi), Lanzarote ( çocuğun istismarının önlenmesi sözleşmesi) üzerinden, el yükselttiler, kendilerinin yorumlarından menkul "Hilafet soslu" bir değerler manzumesi dayatmasına giriştiler.
İktidardan sağduyu itirazları yükseldi, ama, duracak gibi gözükmüyorlar, meydanı boş bulmuş bir psikoloji hakim..!!
Diyanet, fetva müessesesi değil, başındaki zatın, ne düşündüğü de bu ülkenin hasbi Müslümanları bakımından, "yok hükmünde", ikide bir yorumlar yapıyor da, kimin umurunda...
Eline kılıç alması, Ceza Kanunu bakımından "tehdit "unsuru taşıyor ama, her tarafı kılıç olsa, ancak tebessüm ettirir,...!!
Bir zamanlar iltisaklı olduğu söylenenlere, 15 Temmuzda nasıl tımar atıldığı, hafızalarda tazeliğini koruyor.
Neslin sağlığı gibi iddialı bir argüman kullanıyorlar, neslimiz onlara göre sağlıksız bir yolda, LGBT vurgusu yapılıyor, ama , çocuk gelin ve ensest ilişkiler konusunda , herhangi bir kaygıları yok gibi...
Nesli islah edelim derken, LGBT'yi itlaf edilecek bir katagoriye sokmaya çalışıp, ayrımcılık yapıyorlar, Anayasayı ihlal ediyorlar, insanlığa karşı suç ortamı yaratıyorlar..

Vedia Ateş