Kılıçdaroğlu son video mesajı ile "sevgi kazansın" teması eşliğinde , "helalleşme" yolculuğuna çıkacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanının tanımı ile Bay Kemal, yıllardır kanaviçe işler gibi toplumun en ince kılcal damarlarında dolaşıyor, sabırla anlatıyor, dinliyor, kendi iktidarları döneminde kimsenin geçmiş siyasi tercihleri de dahil olmak üzere- sorgulanmayacağı ve dışlanmayacağı garantisini veriyor..
En son Ankara İstanbul arasında "adalet" yürüyüşü ile , yargı üzerinde estirilen iktidar baskısına karşı her kesimden insanı seferber etti...
Her ne kadar kimlerle ve nasıl ve hangi konular üzerinden bir helalleşme yapılacağı netleşmediyse de, toplumun üzerinde, ucube rejimin yarattığı ufuneti almaya yönelik bir amacı olduğu anlaşılıyor..
Toplum, özellikle son yıllarda , iktidar ve diğerleri üzerinden ayrıştı, iktidar ,sürekli bir mızmızlanma içinde , içerden ve dışardan engellendiği şikayetini dile getiriyor,,
Tek kişilik yürütmenin başı olarak, - en kıdemli olduğu kadar- dünyadaki en mutlak iktidar kullanmakta olan , Cumhurbaşkanı da , yeterli icraat alanı bulamamaktan şekvacı gibi,,
CHP liderini, millet ittifakını , sürekli istiskal ediyor, yandaşları da el arttırmaya başladılar , sürgüne gönderme ihtimali ve parti kapatma dahil her türlü opsiyonu masaya sürüyorlar..
Bu şartlarda , iktidar bileşenleri ile helalleşme değil ancak biat üzerinden bir ilişki tesis etmek mümkün olabilir o da karşı taraf "zillet ittifakı !!"nı muhatap alırsa..!!
Kılıçdaroğlu , yine son zamanlarda , Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak hedefini dillendiriyor,, ne yazık ki, bu söylem, 1923 /I.nci Cumhuriyet karşıtı , muhafazakar dindar, (cemaat) ve liberal ortaklığının sloganı olarak aktüalitesini kaybetmiş bulunuyor,
Cumhuriyet, bu gruplarca; tesis edildiği dönemlerde ve sonrasında, demokratik olmamakla itham ediliyor..
Bu arkadaşlara bakarsanız, sanki dört tarafı ileri demokrasilerle çevrilmiş bir adada, Cumhuriyet , "demokrasiyi" becerememiş , Jakoben , ulusalcı ve de söz meclisten dışarı "Kemalist" yönetim altında halkı inim inim inletmiş, ama, aynı Cumhuriyet ve onun kurucu partisi 1946 ilk çok partili seçim denemesinden sonra , 1950 /ikinci genel seçimlerde, 27 yıllık müstebit iktidarlarını, sandıktan çıkan partiye el bebek gül bebek devretmiş..
Bugün, halka sorulsa, seçimi kaybederse, mevcut iktidar, -yarıdan fazla oyla- , iktidarı devretmez sonucu çıkar..
Toplumun algısı bu..
Sene 1946 değil, 2021 bitiyor, 1950 seçim güvenliğinden bile daha geride ve tereddüt içinde olan bir Türkiye tablosu var..
Mevcut iktidar 20 yılını doldurdu, mutlak iktidar kullanıyor, bu sürenin de mağdurları var, "kim kimle nasıl helalleşecek " konusu gündemde değil, ama, tarihin tozlu raflarından, -sararmış eski resimler üzerinden- chp helalleşme yolculuğuna çıkıyor..
Kılıçdaroğlunun çabası takdire değer, ama, "helalleşme" meselesinde darası vicdan olan bir adaleti gözetmek zorunlu ..
Cumhuriyeti tartıya çıkarmak riskli bir iş ," kaş yapayım derken göz çıkarmak" da var..!!
Cumhuriyeti neyle taçlandıracağına millet sonunda sandıkta karar verecek, ..
Helalleşelim derken , döneminin en modern devlet projesi olan Cumhuriyeti borçlu çıkarmak tehlikesini de gözden ırak tutmamak lazım.

Serdar Demirci