Geçen sene binlerce hektar orman yandı, tenis maçı seyreder gibi seyredildi, yeterli orman alanı yanmamış olacak ki, bu sene de , ormanlar yanmaya başladı, sezon açılışı ve an itibarı ile, yine büyük bir alanın yandığı açıklandı...
Geçen sene yaşanan yangında, havadan gerekli müdahale, -hazırda yeterli hava aracı olmadığı için- yapılamadı, yangının sönmesi rüzgarın insafına bırakıldı ve rüzgar durdu, yangın söndü..
Bu sene de durumun değişmediği anlaşılıyor, ilgili bakan, havadaki nem derecesinden, rüzgarın "knot" hızından kerteriz alarak yangının kontrola altına alınabileceği konusunda tahminlerde bulunuyor..
Neredeyse, yağmur duası gibi , "rüzgar duası" da tedbirler/temenniler arasına girmiş gibi..!!..
Bu kadar açık, kamu hizmetine bağlı bir kamu zararı söz konusu olunca , meselenin, "hizmet kusuru" bakımından değerlendirilmesi gerekiyor.
İdare kamu hizmetinin aksamadan işlemesi için gerekli tedbirleri almakla mükelleftir.
Kamu hizmetinin, geç işlemesi, kötü işlemesi, hiç işlememesi halinde , idarenin "hizmet kusuru" doğar..
İdare, hukuka aykırı ve görevle bağlantılı her türlü işlem ve eylemlerden doğan zarardan sorumludur..
Hizmet kusuru ile zarar arasındaki illiyet bağı "hizmet kusuru" bakımından yeterlidir, ve tehlikeli sonuçlar bakımından, İdarenin "kusursuz sorumluluğu" gündeme gelir.
Geçen seneki ve bugünkü orman yangınları nedeniyle idarenin hukuki sorumluluğu tam da budur..
THK'nun Kayyuma devri ile başlayan süreç bugün, binlerce hektarlık orman alanlarının kaybı ile devasa bir kamu zararına dönüşmüştür.
Kayyum yönetiminde, THK envanterindeki uçaklar, hangarlarda çürümeye terk edilmiş ve yangınlara havadan müdahale imkanlarında zaaf doğmuştur.
Geçen sene yaşananlardan ders alınmamış ve hala işler olma kabiliyetini koruyan uçaklar yeterli bakıma alınarak hazır hale getirilmemiş ve topoğrafyaya uygun olmayan uçaklarla, dışardan ,geçici hizmet alımı yoluna gidilmiş olup yangınların önü alınamamaktadır.
İlgili kamu görevlileri, görevlerini gereği gibi yapmadıkları, ihmal ettikleri için "görevi ihmal" suçunun unsurları oluşmuştur.
Bugünkü rejimde sekreter seviyesinde tanımlanan bakanlar, anayasal sorumluluk bakımından "kamu görevlisi" konumunda olup, -görevleri ile ilgili olmak şartı ile- cezai sorumlulukları bulunmaktadır..
Görevi ihmal suçu, Ceza Kanunu 230'ncu madde ile, "Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve işleyişine Karşı Suçlar" bölümünde düzenlenmiş bulunmaktadır...
Bunlar "ormanda yangın çıkmış, gidip bir bakalım", demekle geçiştirilecek işler değildir..!!





Mustafa Dertli