booked.net
 
 

 

Damat

 Ya herrü ya merrü 2 - 04/06/2023





ERCAN ERDEM
E-Posta
“Ya hep ya hiç 2” diye başlık atayım dedim çünkü yazı dünün devamı. Dün akşam bıraktığım yerde Sn. Cumhurbaşkanı meclise yemin için geçiyordu. Devamında bazı başlıklarla notlarımı ve fikirlerimi belirtmeye başlıyorum. CHP içinde ayrı notlar aldım, onlar da devamında bulacaksınız.

-Sn. Cumhurbaşkanının meclise araç kapısından girerken aracının üzerine kırmızı çiçekler (karanfil herhalde) dökülmesini herhalde türlü türlü değerlendirenler olacaktır. Bu işlem herhalde spontane gelişmedi ki arabanın üzerindeki çiçekler sonrasında Anıtkabir ve Beştepe’ye kadar hiç dökülmedi. Yapıştırılmışlardı tahminimce. Görgü açısından değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.

-Sn. Bahçeli Meclis başkanı olarak yemin töreninin kurallarını açıkladı. Yemin milletvekilleri tarafından ayakta dinlenecekti, hatta Cumhurbaşkanı meclise girince ayağa kalkılacak ve çıkına kadar böyle olacaktı. Ne oldu? Haber Türk tv de Sn. Cumhurbaşkanını yakın plandan gösterdiler ancak TRT de durum öyle değilmiş. Oradan seyredince gözlemlenen kadarıyla İYİ partililer ile DEVA, Gelecek ve Saadet partililerin ayağa kalktığını ancak alkışlamadıklarını, CHP ve Yeşil Sol/Hdp partililerin ise ayağa kalkmadığını ve alkışlamadıklarını gördük. Bu durumu, CHP nin yine ezber bozamadığı, aslında oturuma katılmamış olmanın saygısızlık değil bir protesto olarak daha doğru olacağını değerlendirmek de mümkün.

-Neyse yemin bitti, Anıtkabir ve söylenene göre Atatürk’ümüzün araç müzesi teftişinden sonra Beştepeye geçildi. Atlı muhafız alayı da Maşallah sanki Kral Charles’ın en az 260 yıllık kraliyet arabasına eşlik ediyor gibiydi. Bu arada yolda durularak Saygıdeğer hanımefendi araca alındı ki; Beştepeye birlikte geldiler.

-Saygıdeğer Hanımefendi ve Sn. Cumhurbaşkanı salona bir girdiler pir girdiler. Kapı açıldı ve masallara konu olacak bir müzik eşliğinde salona girildi. Cehaletimi mazur görün müzik özel bir beste miydi, yoksa bir eski film müziği miydi anlayamadım. Ancak, sanki masal diyarında izlenimi veriyordu.

-21 Devlet Başkanı ve 13 Başbakan ve büyük elçi ile temsilciler olarak yabancı devletlerin bir kısmı temsil edilmişlerdi.

-Konuşma kürsüsünün arkasında Sayın Cumhurbaşkanı’nın solunda ilk sırada gayrimüslim din adamları, sağında ise ilk sırada hepsinden ayrı ağırlığını vurgular biçimde Diyanet işleri Başkanı vardı. Diyanet işleri Başkanı’nın yanında ise Mesut Özil vardı ki; sanki gözden düşmüş bir Rıdvan’ın yerindeydi. Din adamlarının arasındaki ayırım özellikle çalışılmıştı sanki. Nitekim konuşma bitiminde yapılan duaya Amin diyorlar mıydı? yoksa demediler mi? bazılarının ağız okumasından ve duruşundan anlaşılamadı. Zaten dua cep telefonundan okundu ve kişiye özelmiş gibi geldi.

-Konuşmanın sonuna yaklaşırken, Venezuela Devlet Başkanını görerek ona hoş geldiniz deme ayrıcalığını gösterirken, İlham Aliyev’i gördü ve, ve, ve diye devam ederken ezberinde ve okuma metnin de olmayan isimleri unuttuğundan “hepinizi okumam konuşmayı uzatmak olur” mealinde bir şeyler yuvarlayarak durumu kurtarmak istedi ancak listeyi yetiştirenler yardımıyla bir çok misafiri okumuş oldu. Sinan Oğan ve Mustafa Destici hatırlanması ise işin tuzu ve karabiberi oldu.

-Liderlere verilen yemek daveti sonrasında karşımıza çıkan Sn. Cumhurbaşkanı kabinesini açıkladı, bu kabineye göre yeni bir şeyler söyleyebilecek durumda değilim halbuki görsel bir farkındalık yaratılacak sanmıştım, yapmadı. Mehmet Şimşek bekleniyordu, oldu ancak yaptıkları yapacaklarının teminatı mıdır? bilinmez. Ayrıca, MB başkanını falan görmek lazım.

-Dışişleri bakanı bazılarına göre sürpriz olabilir, ne yapacağını göreceğiz. İbrahim Kalın için çıkan söylenti ne kadar doğru, göreceğiz. Sağlık bakanlığı mahalle baskısı nedeniyle değişmemiş/değişememiş görünüyor.

-Kültür ve Turizm Bakanlığı şirketleşme başarısıyla tamamen duygusal olarak değişmemiş.

-Aile ve Sosyal güvenlik bakanlığına ise, sanki Nimet Çubukçu hanımefendinin gençliği tadında türbanlı bir Brüksel doğumlu hanımefendi gelmiş. Umarım gençliğinin verdiği güçle başarılı olur.

-Sevgili Ekrem İmamoğlu başkanı ilgilendiren esas Bakanlık, Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği bakanlığına ise, İBB meclis üyelerini “hırsızlıkla” suçlamış olan eski Belediyeci ve büyük şehirlerle rekabet ettirmeyi planladığı kavgacı Mehmet Özhaseki'yi getirdi.

-Tek kadınlı kabineye ve çehrelere bakınca geleceği en azından ben pek parlak göremiyorum. Bakalım Hazine Bakanı, Sn. Cumhurbaşkanının “Bu can, bu bedenden çıkmadıkça, faiz çıkmayacak.” mealindeki sözünü ne kadar tutar göreceğiz. Ayrıca Halk Bankası ve Sn. Mehmet Şimşek için geçmişte söylediklerinden sonra, Sn. Şimşek’e Hazine ve Maliyeyi emanet etmesi, enteresan gibi görünse de ne diyeyim….

Hele hele, Macar Başbakanı Orban'ın “Erdoğan’a sadece şans dilemedim, ayrıca çok fazla dua ettim. Eğer kazanmasaydı bu bir trajedi olurdu. Erdoğan’ın kazanmaması durumunda bir, iki, üç milyon mülteci bu yaz bitmeden Macaristan sınırında olacaklardı.” mealindeki açıklaması ve duası sonucu bizlere de bu işlere fazla karışmak düşmez değil mi?
Bana düşenin ne olduğunu biliyorum bu bana yeter.

AKP değerlendirmesini, "Dağ fare doğurdu" öz deyişiyle yapmak mümkün görünüyor. CHP değerlendirmesini ise buraya eklersem uzun ve sıkıcı olabilir diye, 1-2 saat sonra yayımlayacağım.
İyi haftalar dilerim.


ERCAN ERDEM


YORUM YAPIN SÖZ SİZDE!

Adınız (Yorumda görünecek) :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik Kodu :    
 



Bu köşenin diğer yazıları;




AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.