booked.net
 
 

 

Damat

 Alavere, dalavere Sırrı Süreyya Nöbete ! - 03/05/2025





Deniz Gezer
E-Posta
Bir önceki açılımda da kendini ortaya koydu, Kandile piyade usulü gidecek kadar inanmıştı.
Malum nedenlerle, barış hayalleri "Hendek Savaşları"na döndü. Binlerce insan yaralandı, hayatını kaybetti.
Güvenlik kaygıları öne çıkarıldı, sürekli operasyon dönemine geçildi..
Ülke sınırları içinde kalabilen teröristlerin ayakkabı numaralarının dahi bilindiği açıklandı..
Özetle, içerde ve mücavir alanda terörist denen unsurlar etkisiz hale getirildi.
Ortalık süt liman oldu,..
Bu arada Sırrı Süreyya terör iltisaklı olarak mahpusluk ödülü!! aldı.
Derken ,ortada terörist kalmamışken !!, Bahçeli hassasiyeti devreye girdi.
Olmayan teröristlere barış çağrısı yapıldı.
Apo TBMM'ne davet edildi.
Davet sahibi, elinde urganla dolaşıp, Apo kovalayan Bahçeliydi.
Sırrı Süreyya yine öne çıktı, koltuğunun altında, içinde ne olduğu belirsiz bir dosya ile taraflar arasındaki görüşmelere katıldı ve ne olduğu sır gibi saklanan barış umudunu canlı tutma gayretinde oldu.
Madem ortada terörist kalmamıştı, neyin barışı yapılıyordu, ayrıca T.C. hangi savaşın tarafıydı da barış çağrısı yapıyordu..
Olsundu, Sırrı Süreyya" Barış" lafı geçen her eylemde barıştan yana taraf olan bir eylem adamıydı.
Halbuki Bahçeli, ittifak ortağının siyasetini gözetmeyen tek laf dahi etmiyordu.
Kendisini müellifi olduğu rejimin Vasisi olarak görüyor ve hatta tutumunu "Kayyım" hassasiyeti ile sürdürüyordu.
Ortak sıkıntıdaydı, millet ekonomik olarak çöküyordu..
CHP kış uykusundan uyanma emareleri gösteriyordu.
Deniz Baykal ile başlayıp , Kılıçdaroğlu ile devam eden "reisi" üzmeme ataleti yerini ciddi itirazlara bırakıyordu.
Bahçeli, hakikaten bir barış peşinde miydi yoksa ortağını kuyudan çıkarmaya mı çalışıyordu..
İmralı'da Kandil'de bu Cumhuriyete gaddarca düşmanlık edenlerle, hele ortada terörist kalmamışken barış yapmak nasıl bir fantazya'ya tekabül ediyordu..??!!
Bunların, Sırrı Süreyya için hiçbir önemi yoktu, olsun da, nasıl olursa olsun "barış" olsundu.
"Barışın kaybedeni olmaz" diyordu.
Belki bu idealizminin, en zayıf noktası, kendisi kadar samimi olmayan bir siyasi atmosferde yol yürümeye çalışmasıydı.
Halk dilinde çok sevimli olmayan bir metafor var, "alavere dalavere kürt memet nöbete" denir.
Askerlikte, nöbet adaletsizliğinde "kürt" memedin her zaman zararlı çıktığını anlatır.
Bütün sosyolojiye de teşmil edilebilir.
Ama bu topraklarda, Sırrı Süreyya gibi de örnekler de var..
Muhtemelen, bundan sonra da, yukarlarda bir yerde, nöbetin kendine gelmesini bekliyor olacaktır..
Sabırla tevekkülle..
Bekleyen, sabreden bir derviş gibi..

















,









Deniz Gezer


YORUM YAPIN SÖZ SİZDE!

Adınız (Yorumda görünecek) :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik Kodu :    
 



Bu köşenin diğer yazıları;




AnasayfaAnasayfa Köşe YazarlarıKöşe Yazarları Bize UlaşınBize Ulaşın RssRss
Maxiva


Nettehaber'i Twitter'da kişi takip ediyor.