En son , İskenderun'da, neredeyse şehrin ortasında , askerlerimiz susuz kalma sonucu çoklu organ yetersizliğinden hayatlarını kaybetti..
Dağda, bayırda, kırsalda, çatışma halinde değil, Garnizon içinde,, söylenildiğine göre eğitim esnasında/sonrasında can verdiler..
Ağır sıcakta yaptıkları eğitim sonrasında, doğal olarak su içmeleri gerekirken, her nedense, susuz kalmışlar ..
Susuz kalma nedeniyle askeri alanda ölen ve de hastahanede yaşam savaşı verenler bu orduya emanet olarak verilmiş vatan evlatlarıdır ve TSK 'nin sorumluluğu altındadırlar.
Hayatın doğal akışında ve askeri ceza kanununda ve dahi askeri örf'te, bu ölümler, "manevra zayiatı" olarak kabul edilemez.
Sorumlular ortaya çıkarılmalı ve hesap sorulmalıdır.
Sade suya tirit soruşturmalar ile bu "ağır" ihmalin üzerini örtmek mümkün değildir.
Daha geçenlerde , kayıp bir askeri bulmak için girdikleri mağarada 12 askerimiz "zehirlenerek" hayatlarını kaybetti,..
Sonuç olarak, son 20 gün içinde zehirlenerek ve suzuzluktan 14 askerimiz, hayatlarının baharında Rahmet-i rahmana kavuştu...
Onların Cenab-ı Allahın cennetiyle mükafatlandırılmaları başka bir şeydir, onlara sahip çıkamayanların sorumlu tutulmaları başka bir şeydir.
Onlar Devlet'e karşı görevlerini yaparken hayatlarını kaybettiler, bedel ödediler, görevini ihmal edenlerin bir bedel ödemesi gerekir,
Hem beşeri Adalet'in hem de Maşeri Adalet'in gereğidir..







Sevim Çalışkan