KKTC'de seçimler yapıldı , katılım bir önceki seçime göre yklaşık beş puan yüksek, kazanan, kaybeden sonucu kabul ettiler, seçimler ile ilgili herhangi bir itiraz yok, Erdoğan kutlama mesajı iletti.
Sonuçlar açıklanır açıklanmaz Bahçeli'den itiraz geldi, "katılım yetersiz, meclis acele toplanıp seçimleri tanımasın, KKTC Türkiye'ye katılım kararı alsın" dedi.
Sanırsın, uluslararası veya ulusal camia kendisine - ucu açık yetkili- seçimleri gözetim görevi vermiş,
zat-ı alileri de seçim sonuçlarını değerlendirmenin ötesine geçmiş, "bunlar bu işi beceremeyecekler, bir nevi "avcılar derneği" gibi kendilerini feshetsinler, acele
"sine-i Türkiye'ye dönsünler" buyurmuş..
Bahçeli, siyasi hamlelerinde elini en yüksekten açıyor.
En galiz hakaretler ile hırpaladağı siyasi muhatabı için "kişiye özel" Anayasa önerip, TC'nin 100 yıllık rejimini adeta padişahlığa çeviriyor.
Terör örgütü liderliğinden müebbedlik ezeli muhasımını darağacı kurup yağlı urganla asmaktan bahsediyor, ya da "ulusal önder" payesi veriyor,
KKTC'yi kimse tanımıyor, etrafımızda dost diye geçinen bir sürü devlet, GKRY'ni Devlet olarak tanıdı, Azarbeycan dahil, bir sürü iyi gün dostu, KKTC söz konusu olunca kulaklarının üzerine yatıyor..
Kadim orta doğuyu bin türlü kumpasla parçalayıp, teröristlerden "karton" Cumhurbaşkanı yapanlar, uluslararası Londra/ Zurih Anlaşmaları gereği müdahale hakkı kullanılarak bağımsızlığa kavuşturulan KKTC'yi tanımıyorlar.
Stratejik olarak Akdeniz'in en önemli konumunda bulunan KKTC'nin Türkiye için önemi tartışılmaz, ama, ne yazık ki, gayr-ı meşru'nun at oynattığı bir yer olarak tanınıyor..
Dünyanın bütün yüksek profilli politik zeminlerinde "oyun kurucu" iddiası ile ispat-ı vücut edenler , KKTC'nin uluslararası hukuk kimliği bakımından yeterli ağırlığı koyamadılar..
Akdenizin ortasında büyük bir uçak gemisi gibi, 1974' ten bu yana bütün ihmallere rağmen, orada duruyor, Türkiye gibi, aynı bayrak dalgalanıyor sanki, neredeyse mücavir alanımızda..
Senelerdir bir sürü maliyetine katlandığımız, hemen güney sınırımızda, Süleyman Şah'ı uluslararası hukuka göre tarafımıza ait toprağında hala yerine koyamadık..
Mesele, "bize yakın biri seçim kazansın, gerisi önemli değil" yaklaşım, KKTC'nin stratejik ağırlığına uygun düşmüyor..



Sevim Çalışkan