Tartışmalı yıılbaşı hutbesinden sonra, Diyanet'in, tarikat ve cemaatler üzerinden iman ve inaç projesi/yol haritası üretmeye çalışması , kuruluş ve görevleri hakkındaki kanuna aykırı olduğu gibi, ayrımcılık potansiyeli de taşıyor.

Tekke ve zaviyelerin faaliyetlerini tatil eden kanuna rağmen, ilgili topluluklara, görev yüklemek, kendi görevini ihmal yanında, kanuna karşı bir eylem de teşkil ediyor.

Tekfircilik etmeyeceksin, ötekileştirmeyeceksin, islam'dan ayrılmayacaksın, şahısçı olmayacaksın, şiddete karşı duracaksın, başlıklı, temalar üzerinden , inanç barışı sağlama, kendi içinde de tutarsızlık taşıyor.

Bahse konu topluluklar, başlarındaki kişilere bağımlı bir inanç kimliği taşıdıkları için, "şahısçı olmayacaksın" tavsiyesinin uygulama kabiliyeti yok.

Diğer başlıklar, zaten, makul bir mümin'in inanç dünyasında, içselleştirme zorunluluğunda olduğu akideler..
Hatırı sayılır çoğunlukta bir topluluğunun, inançlarını kendi meşreplerine göre yaşayabilme sorunu, cami, cemevi ayrışması olarak ortada dururken, daha az sayılardaki müntesiplerden oluşan tarikat ve cemaatlere, toplumsal barış üzerinden, sorumluluk yüklemenin inandırıcılığı tartışmalı.

Çok vazıh olması gereken bir konu üzerindeki hutbesi dahi tartışmalara neden olan diyanet, şeyhlerine göre iman tarikinde olan muritler toplulukları ile , hangi birliği sağlayabilecek, , umarız, yeni ayrışmalara neden olmasın.

Gülgün Fer