Gazetecilerin tutuklanmasını ne kadar istemiyorsam işsiz kalmalarını da o kadar istemem.
Bir gazetecinin işsiz kalması (yazamaması) da bir tutukluluk halidir.
Sırf bu yüzden, Bekir Coşkun Habertürk'ten kovulduğunda, gelsin bizde yazsın demiştim.
Elbette karar mercii değildim; naçizane dileğimdi bu!
Ne ki, Bekir Coşkun inanmamış, bir gazeteye verdiği söyleşide, "Bakarsınız Yeni Şafak'ta yazarım" yollu istihfaf etmişti.
Halbuki ciddiydim.
Odalarımızı bile yan yana tahayyül etmiştim: Göbeğimi kaşıya kaşıya odasına girecektim. Yüzde olarak (yüzde 58'e yüzde 42) benden küçük olsa da, yaş olarak benden büyük olduğuna göre hep ben ziyaret edecektim. (22 Eylül 2010, Yeni Şafak)
Söz konusu "dileği" dercetmeden 10 gün evvel gerçekleşen 12 Eylül referandumunda yüzde 58 "evet", yüzde 42 "hayır" çıkmıştı.
İçlerinde Bekir Coşkun'un da yer aldığı azgın güruh, ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=31880&y=SalihTuna
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.