Yaşadığımız süreci birçok yerde 'minibüs metaforuyla' anlatmış ama yazıya dökmemiştim. Galiba dercetmenin sırası geldi.
Halen öyle midir bilmiyorum, eskiden minibüslerde ayakta yolculuk yapmak zinhar yasaktı.
Trafik polisi olmadık yerde çevirir, kimsenin gözyaşına bakmaz ceza keserdi. Bu da zavallı minibüs şoförünün yevmiyesine soğan doğramak demekti.
Birbirlerine haber mi verirlerdi, bilmediğimiz bir yolla iletişim mi kurarlardı (muttali olduğum dönemlerde henüz cep telefonu icat edilmemişti çünkü) veya ceza yiye yiye 6'ncı hisleri mi gelişmişti bilmiyorum ama minibüs şoförleri de muavinleri de nerede ne zaman trafik çevirmesi olduğunu bilirlerdi.
Ayaktaki yolculara birkaç dakika evvelinden seslenirlerdi:
'Çevirme var; hadi çök, çök, çök...'
Yolcular da eğitimini almış gibi minibüs boşluğuna o ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=32292&y=SalihTuna
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.